İngiliz sanatçı Louis Wain,kedilerin ressamı olarak sanat dünyasına iz bırakmış ünlü bir ressamdır.Ama onu ünlü yapan yeteneği değil, bir aile trajedisidir.23 yaşında evlendiği Emily Richardson kısa süre sonra meme kanseri olunca Wain, Emily'nin son yıllarında onu eğlendirmek için aile kedisi Peter'ın çizimlerini yapıyordu.Illustrated London News'in editörleri, bu resimleri gördükten sonra bunların bir kısmını basmayı teklif etti.Böylece kedilerin ressamının ünü yayılmış oldu.Bilim kurgu yazarı HG Wells,"Kediyi kendine mal etmişti. Bir kedi stili, bir kedi topluluğu, koca bir kedi dünyası icat etti. Louis Wain'in kedileri gibi görünmeyen ve onlar gibi yaşamayan İngiliz kedileri kendilerinden utanırdı" Louis Wain hakkında bunları söylüyor.
Wain genellikle dışarıda oturduğu zaman etrafındaki insanları gizlice çizer fakat onları kedilere dönüştürürdü.Çizimlerinde kriket oynayan, çay içen, yol yapan, bisiklete binen kediler vardı.Kedilere olan algısı insana dair jest, mimik ve durumları onlara yüklemekti.Adeta kedilerden oluşan rengarenk bir toplum yaratmış ve resimlerinde teşhis sanatını kullanmıştır.Gale, Louis Wain hakkında"İnsanlar onun kedi resimlerini sevdi çünkü onlar sadece kedi değildi, insanların yaptığı işleri yapıyorlardı".
Her zaman eksantrik olarak kabul edilen Wain'in ruh sağlığı da yaşlandıkça bozulmuş ve ruhsal tedaviler görmüştür.Bu durumu değerlendiricek olursak kedilerin ressamı Wain kendi yarattığı dünyaya giderek daha fazla dahil olmuş ve bu dünya, sanrılarla gerçeklik arasında belirsiz bir sınırda bulanıklaşmıştır.Louis Wain'in kendi yarattığı evrenin içinde kaybolduğu bir noktada, resmin resmini yapma fikri oldukça ilginç bir düşünce. Bu durumda, sanatçının sanrılarına ve tablosundaki kedilerin dünyasına dair algılarına nasıl bir görsel ifade bulacağı tahmin edilemez bir hâl almıştır. Belki de bu resmin resmi, sanrılarının karmaşıklığını ve belirsizliğini yansıtmak adına soyut ve kestirilemeyen bir biçimde ortaya çıkardığı renkler ve desenlerle dolu olabilir.
Comments