Birçok eleştirmen tarafından savaş karşıtı eserlerin öncüsü olarak tarif edilen Savaşın Felaketleri (Los desastres de la guerra), 1810-1820 yılları arasında İspanyol sanatçı Francisco Goya tarafından çizilmiş gravürlerden oluşan bir resim dizisidir. 82 parçadan oluşan bu dizide ressam, 1808 – 1814 yılları arası süren İspanyol Bağımsızlık Savaşı’nı en acımasız ayrıntılarıyla tasvir etmiştir.
1808 yılında Fransız İmparator Napolyon’un İspanya’yı ele geçirmesi üzerine Bonaparte ailesinin hükümdarlığını kabul etmeyen İspanyol halkı ayaklanmış, bunun sonucu Mayıs 1808’de İspanyol Bağımsızlık Savaşı başlamıştır. Bu ayaklanma, yüz binlerce insanın ölümüne sebep olacak olup İspanya tarihinin en kanlı savaşlarından birine dönüşecektir.
Goya, dönemin kralı Ferdinand VII’ın meşruiyet ve dini reformlar vasıtasıyla aydınlanma hareketini destekleyen dedesi Charles III sayesinde saray ressamlığına başlamıştır. Savaş devam ettiği sırada da İspanyol Kraliyet ailesinin saray ressamlığını sürdürmektedir, bu nedenle savaşı kınamakla beraber tarafsızlığını korumak zorundadır. Öyle ki bu gravürler, sanatçının ölümünden 35 yıl sonra yayımlanabilmiştir.
Ferdinand VII, halk tarafından sevilmeyen bir diktatördür. Goya ve dönemin liberal kesimi, kralın otoriter rejimine karşı çıkmış; Napolyon’u “demokrasiyi canlandırma” vaatlerinden ötürü desteklemiş, aydınlanmaya giden yolda bir öncü olarak görmüştür. Kralın otoriter rejimine karşı özgürlük, eşitlik, demokrasi gibi ideallere umut bağlayan Goya, Fransız güçlerinin İspanya’yı işgali ve yarattıkları tahribatı tecrübe etmesiyle ihanete uğrayacak; eserlerinde görülen iyimser ve kimi zaman devrimci karakterin yerini, insan doğasının acımasız yüzü alacaktır.
Goya’nın bu dönemde yaşadıkları, renklerin ve ışığın bolca kullanıldığı eserlerinin daha karanlık ve meşum bir hal almasına sebep olmuştur. Bu iç çatışma, kaotik kompozisyonlar ve çarpık formlarla Savaşın Felaketleri dizisinde de vücut bulmuştur.
Dizi temelde üç bölüme ayrılmıştır: savaş, kıtlık ve politik alegori. Fransa ve İspanya Krallığı’nın çatışmalarını temel aldığı ilk kısımda ihtilaf, herhangi bir taraf tutulmadan resmedilmiştir. İkinci kısımda Fransız hakimiyetinin ardından yaşanan sefalet ve kıtlık anlatılmıştır. Üçüncü kısım bir politik alegori niteliğindedir, değişmek istemeyen bir monarşi uğruna savaştıklarını anlayan İspanyol halkının mağlubiyetini anlatmaktadır.
Goya, savaş karşıtlığı temasını nihilist bir bakış açısıyla sunmuştur. Dönemi eserlerden farklı olarak hayatını kaybeden askerler ve sivil halk “şehit” adı altında yüceltilmemiş, savaş geleneksel kahramanlık ve zafer temaları arkasına gizlenmemiştir. Bir iyi-kötü çatışması yoktur, sadece şuursuz bir barbarlığın sonucu çekilen acıların üstün geldiği bir dünya vardır. Goya, grotesk tasvirlerden kaçınmayarak savaş kurbanlarını “insanlaştırmayı” amaçlamış, izleyicileri çatışmanın ortasında kalanların karşılaştığı vahşet ile sert bir şekilde yüzleşmeye zorlamıştır.
Ressam, izleyiciye bir çözüm sunmamakla beraber izleyiciden savaşın gaddarlığını, güçlünün zayıfa uyguladığı zulmü ve devletlerin bu konudaki sorumluluğunu eleştirmesini istemiştir. Eserler, hükümetlerin kendi halklarına, insanlığa verdiği zararı göstererek zamanının baskıcı ve istikrarsız politik ortamına karşı da bir tepki niteliğindedir. Goya'nın otoriteye yönelik eleştirel bakış açısı, günümüzde savaşların ardındaki motivasyonlar ve iktidardakilerin hesap verebilirliği hakkında süregelen tartışmalara da yansımaktadır. Eser, iktidar sahiplerinin savaşları meşrulaştırmak için anlatıları manipüle etmesine yönelik bir şüpheye de işaret eder. Bu şüphecilik, propaganda, dezenformasyon gibi yöntemlerin kamu algısını şekillendirmek için kullanılmasına dair çağdaş kaygılarla örtüşmektedir.
Savaşın Felaketleri, her ne kadar İspanyol Bağımsızlık Savaşı’na tepki olarak yaratılmış olsa da, eserlerde aktarılan temalar ve duygular trajik bir şekilde zamansızdır.
Sanat Hukuku Enstitüsü Proje Direktörü
Gözde Külekçioğlu
Comentarios