top of page
Yazarın fotoğrafıBelgin Melissa Çelik

Fontların/Yazı Karakterlerinin Hukuki Koruma Alanı

1. GİRİŞ:

İnsanoğlu ifade biçimi olarak işaret ve sembollerden yararlanıp, sesi simgeler haline dönüştürerek harfleri ortaya çıkarmıştır. İnsanların mağara duvarlarına ve kaya gibi yüzeylere çeşitli amaçlar için yaptığı pirimitif simgeler ilk yazı düşüncesini doğurmuştur. Pirimitif simgelerden ideografik yazı şekline, Mezopotamya’daki resim-yazısından çivi yazısına ve Mısır’da hiyeroglif yazıdan fonografi adı verilen hece yazısına geçilerek yazı evrimleşmiştir. Fenikeliler zamanı gelindiğinde alfabetik yazı ortaya çıkmıştır. Yunanlılar ve Romalılar, Fenikelilerin oluşturduğu alfabeyi temel alarak kendi alfabelerini oluşturmuştur. 1450’li yıllara gelindiğinde Gutenberg hareketli metal hurufatı icat ederek “Texture” yazı karakterini kullanmış, font ve yazı karakteri tasarımı anlayışının gelişimine katkı sağlanmıştır. Sonrasında Venedik’te oluşan Old Style fontlarla, Modern fontlarla ve bu dönemler arasında oluşan Geçiş Dönemi fontlarıyla font tasarımı çeşitlilik kazanmaya başlamıştır. Fakat asıl çeşitlilik 19. yy.’dan sonra ortaya çıkmıştır. 19. ve 20. yy.’da görülen sanat akımları ve akımlar haricinde 1950’lerde başlayan bilgisayar teknolojisi font tasarımına sistem fontları gibi yeni açılımlar getirmiştir. 1980’lerden sonra bilgisayar teknolojisi ve masaüstü yayıncılık geniş kitlelere yayılmış ve sistem fontları haricinde fontların üretilmesini mümkün kılmıştır.[1]


İnsanoğlunun en eski ve büyük icatlarından olan yazının günümüz hukuk sistemlerinde korunma alanı oldukça yeni ve tartışmalıdır.


2. FONT NEDİR?


Yazı karakteri abecenin özel bir tasarımı olarak tanımlanırken font terimi, yazı karakteri takımı olarak belirtilmiştir. Font, yazı karakterinin belli bir ölçüde, belli bir dizide, sayıları ve noktalama işaretlerini de kapsayan tüm abecesidir[2]. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünden alınan tanımına göre “font” yazı karakteri olarak tanımlanabilir[3]. Bu kapsamda her ne kadar TDK tanımında olduğu gibi “font” yazı karakteri ile eş anlamlı olarak düşünülse de yazı karakteri kelimesinin İngilizce karşılığının “font” kelimesi olmadığı “typeface” kelimesi olduğu ve hukuksal korumanın belirlenmesi bakımından “font” ve “typeface” kelimeleri arasındaki farkın önem arz ettiği görülmektedir.


Bu kapsamda “typeface” yani yazı karakteri belirli bir yazı stilini tanımlarken, “font” ise boyutu ve ağırlığı gibi bir yazı karakterinin varyasyonlarını ifade eder. Bir diğer deyişle HelveticaNeue bir “typeface” yani yazı karakteri iken HelveticaNeue 25 Ultra Light, HelveticaNeue 35 Ultra Thin, HelveticaNeue 45 Light gibi spesifik özellikleri belirgin varyasyonlar “font”tur.

“Font” kavramıyla “typeface” yani yazı karakteri arasındaki bir diğer fark ise “typeface" yani yazı karakteri ister bir sayfada ister bir bilgisayar ekranında olsun, harflerin ve/veya sayıların görünme biçimini ifade ederken "font" ise ortam veya biçim ne olursa olsun, baskı teknolojisinin uygulaması olarak bir yazı tipinin bulunduğu bir eşya olarak tanımlanır. Daha basit bir ifadeyle "font" bir bilgisayara veya yazıcıya belirli bir yazı tipini bilgisayar monitöründe veya bir kâğıt parçasında nasıl oluşturacağını veya yazdıracağını söyleyen kod veya program anlamına gelir[4].


Uluslararası hukukta yer verilen görüşlerde fontların/yazı karakterlerinin telif hukukuna göre, tasarım hukukuna göre, marka hukukuna veya haksız rekabet hükümlerine göre korunabileceği ifade edilmekle birlikte Türk hukukunda hangi koruma yönteminin tercih edileceği konusunda açıklık bulunmamaktadır. Bu nedenle ilk olarak fontların/yazı karakterlerinin karşılaştırmalı hukuk metodu ile diğer ülkelerde nasıl korunduğuna kısaca değinilecek ardından ise fontların/yazı karakterlerinin Türk hukukunda hangi koruma kapsamında kalacağı değerlendirilecektir.


3. FONTLARIN HUKUKİ KORUMA YÖNTEMİ:


Amerikan hukukunda “typeface”leri yani yazı karakterleri, telif hukukuna göre değil tasarım hukukuna göre korunur. 1978 tarihli EltraCorp. v. Ringer kararında da temyiz mahkemesi yazı karakterlerinin endüstriyel bir tasarım olduğunu ve telif hakkıyla korunan güzel sanat eserleri olmadığını ifade etmiştir[5]. Ancak 1992 tarihli Adobe SystemsInc. v. Southern Software Inc. Kararında ise mahkeme yukarıda yer verdiğimiz kavramsal ayrıma uygun olacak şekilde dijitalleştirilmiş yazı karakterlerinin yani bir diğer ifade biçimiyle “fontların” telif hakkı kapsamında korunabilir olduğuna ve Southern Software Inc.'e ait Veracity isimli yazı karakterinin Adobe SystemsInc.’e ait Utopia isimli yazı karakterine büyük ölçüde benzer ve ihlal edici olduğuna karar vermiştir[6].


İngiltere’de ise yazı karakterleri genellikle güzel sanat eseri olarak telif hukuku kapsamında korunur. Ancak CPDA(Copyright, DesignsandPatentsAct[7]) yazı karakterleriyle ilgili olarak telif hakkı ihlaline yönelik belirli özel istisnalar sağlamasının yanında diğer telif haklarından farklı olarak yazı karakterlerinin koruma süresini 25 yıl ile sınıflandırmaktadır[8].


Benzer şekilde Almanya’da da yazı karakterleri telif hukuku kapsamında güzel sanat eseri olarak korunmaktadır. Burada İngiltere’den farklı olarak yazı karakterleri 10 yıllık bir korumadan faydalanır ancak ek ücret ödenmesi halinde koruması süresi 15 yıl daha uzatılabilir[9]. “Fontlar” ise bir bilgisayar programı olarak sınıflandırıldığı için Alman yasalarına göre yazı karakterlerine göre daha geniş bir telif koruması ile korunmaktadır.


Yukarıda yer verilen fontların/yazı karakterlerinin nasıl korunması gerektiğine ilişkin farklı ülkelere ait uygulamalardan da görülebileceği üzere genel olarak fontların/yazı karakterlerinin telif hukuku kapsamında ya da tasarım hukuku kapsamında korunacağı görüşleri üzerinde durulmaktadır.


Ancak bazı görüşlerde ise fontların/yazı karakterlerinin marka hukuku kapsamında da korunabileceği ifade edilmekle birlikte yine bu görüşlere karşı ileri sürülen pek çok görüşte[10] de ifade edildiği üzere fontların/yazı karakterlerinin yalnızca isimlerinin marka olarak korunması mümkün olabileceği düşünülmektedir.


4. TÜRK HUKUK SİSTEMİNDE FONTLARIN/YAZI KARAKTERLERİNİN 5846 SAYILI FSEK KAPSAMINDA ESER KABUL EDİLMESİ:


Fikri mülkiyet hukukunun kapsama alanındaki öğe “eser”dir. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünden alınan tanımına göre “eser” emek sonucu ortaya konan ürün, yapıt olarak tanımlanabilir. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun (FSEK) 1/B. maddesinde ise eser “Sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri” olarak tanımlanmıştır.


Font/yazı karakterinin ise 5846 sayılı FSEK’in 1/B maddesinde yer alan hangi eser türlerine dahil olacağı yukarıda yer verdiğimiz font/typeface kavramları arasındaki fark ile yakından ilişkilidir. Şöyle ki;


5846 sayılı FSEK’in 4. maddesinde güzel sanat eserleri; “Güzel sanat eserleri, estetik değere sahip olan;

1. Yağlı ve suluboya tablolar; her türlü resimler, desenler, pasteller, gravürler, güzel yazılar ve tezhipler, kazıma, oyma, kakma veya benzeri usullerle maden, taş, ağaç veya diğer maddelerle çizilen veya tespit edilen eserler, kaligrafi, serigrafi,

2. Heykeller, kabartmalar ve oymalar,

8. Her türlü tiplemelerdir.

Krokiler, resimler, maketler, tasarımlar ve benzeri eserlerin endüstriyel model ve resim olarak kullanılması, düşünce ve sanat eserleri olmak sıfatlarını etkilemez.” şeklinde tanımlanmıştır.


5846 sayılı FSEK’in 2/1. maddesinde ise ilim ve edebiyat eserleri; “Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları.” şeklinde tanımlanmıştır.


Yukarıda da açıklamış olduğumuz üzere yazı karakterinin İngilizce karşılığı olan “typeface”in ister bir sayfada ister bir bilgisayar ekranında olsun, harflerin ve/veya sayıların görünme biçimi olarak tanımlandığı göz önünde bulundurulduğunda 5846 sayılı FSEK’in 1/B maddesinde düzenlenen güzel sanat eserleri kapsamında değerlendirilebileceği, “font”un ise bir bilgisayara veya yazıcıya belirli bir yazı tipini bilgisayar monitöründe veya bir kağıt parçasında nasıl oluşturacağını veya yazdıracağını söyleyen kod veya program olarak tanımlandığı göz önünde bulundurulduğunda 5846 sayılı FSEK’in 1/B maddesinde düzenlenen ilim ve edebiyat eserleri kapsamında değerlendirilebileceği görülmektedir.


5846 sayılı FSEK’in 8. maddesinin 1. fıkrasında yer alan tanımına göre eserin sahibi “onu meydana getirendir.” Söz konusu düzenlemeden de görülebileceği üzere eser sahipliği herhangi bir tescile vb. ihtiyaç duyulmaksızın eserin oluşturulmasıyla birlikte otomatik olarak elde edilir. Burada eser sahibinin fiil ehliyetine haiz olmasının ya da eseri bilinçli bir şekilde meydana getirip getirmemiş olmasının eser sahipliğinin elde edilmesi noktasında herhangi bir önemi bulunmamaktadır.


Güzel sanat eserlerinde eser sahipliği müessesesi irdelendiğinde yukarıda yer verilen ve güzel sanat eseri sayılan eser türleri bakımından eser sahiplerinin ressamlar, grafikerler, illüstratörler, heykeltıraşlar, mimarlar, el işleriyle uğraşan zanaatkârlar, karikatüristler olabileceği açıktır. İlim ve edebiyat eserleri eseri sayılan eser türleri bakımından ise eser sahiplerinin yazarlar, şairler ve bilgisayar programcıları olduğu açıktır. Bu halde yazı fontları yaratıcıları da Türk Hukuk sisteminde FSEK kapsamında eser sahibi olarak yer bulabilmektedir.


5. SONUÇ:


Günümüzde sayısal fontun yaygın kullanıldığı ve çoğu kişinin özel ilgisiyle ve uygun yazılımlarla font tasarımına yöneldiği görülmektedir. Dolayısıyla bu konu üzerine ticari rekabetin de gün geçtikçe arttığı düşünülmektedir. Yaratıcılık, yenilik, özgünlük ve işlevsellik özelliklerine haiz her yazı fontunun tasarım, eser veyahut marka kapsamında gerek ulusal gerekse de uluslararası hukuk sistemleri içerisinde koruma alanı bulabilmektedir.


Sanat Hukuku Enstitüsü

Proje Direktörü

Belgin Melissa Çelik


KAYNAKÇA:

[1]MünireYILDIZ, Yusuf KEŞ: “Grafik Tasarımda Yeni Nesil Font Tasarımı” , SDÜ ART-E Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi Kasım/Aralık’15 Cilt:8 Sayı:16 [2] Namık Kemal SARIKAVAK: “Çağdaş Tipografinin Temelleri” Ankara: Seçkin Yayıncılık (2008) [3]TDK Sözlük:https://sozluk.gov.tr [4] Evans, Emily N., Fonts, Typefaces, and IP Protection: GettingtoJust Right, School of LawUniversity of Georgia, Journal of IntellectualPropertyLaw, April 2014, s. 306-340. [5]Eltra Corporation v. Ringer, 579 F. 2d 294, 198 U.S.P.Q. 321, 1978-81 Copr. L. Dec. 25,015. [6]Adobe Sys. v. Southern Software, Inc., J1998 WL 104303, 1998 U.S.Dist. LEXIS 1941, 45 U.S.P.Q. 2d 1827 (N.D. Cal. Feb. 2, 1998) [7]Copyright, DesignsandPatentsAct:https://www.legislation.gov.uk/ukpga/1988/48/contents [8]Scaria, Arul George and George, Mathews, CopyrightandTypefaces (December 7, 2017). Available at SSRN: https://ssrn.com/abstract=3083904 or http://dx.doi.org/10.2139/ssrn.3083904 [9]Gesetz zum WienerAbkommenvom 12. Juni 1973 über den SchutztypographischerSchriftzeichenundihreinternationaleHinterlegung ("Law on the 1973 ViennaAgreementfortheProtection of TypeFacesandtheir International Deposit"): https://www.wipo.int/edocs/pubdocs/de/wipo_pub_267.pdf [10][10] Evans, Emily N., Fonts, Typefaces, and IP Protection: GettingtoJust Right, School of LawUniversity of Georgia, Journal of IntellectualPropertyLaw, April 2014, s. 306-340.

Comments


bottom of page