top of page
  • Yazarın fotoğrafıAv. Ege Ergün

Amatör Tiyatro Oyunculuğunda Temsil Serbestisi

1. GİRİŞ


Amatör Tiyatro, genel anlamda, profesyonel tiyatronun karşıtı; gönüllü tiyatro, parasal kazanca ve meslekten sanatçı kişilerin etkinliklerine bağlı olmayan tiyatro[1] olarak tanımlanmaktadır. Herhangi bir tiyatro türüne haiz edebi metnin parasal çıkar gözetilmeden, gönüllülük esası ile hazırlanıp sergilenmesi, Amatör Tiyatro’yu özel tiyatrodan ayıran noktadır.


Amatör Tiyatro’nun adında bulunan ‘amatör’ sıfatı, aslında kamuoyu tarafından kabul görmüş, acemi ve özenilmemiş anlamını taşımamaktadır. Amatörün kelime olarak Fransızca kökeninden gelen ‘düşük bütçe ve şartlar altında’ anlamı ile düşünüldüğünde yapılan tanımlama daha anlaşılır olacaktır.


18. yüzyıldan itibaren, belli bir siyasi amaç, maddi kazanç ve estetik mükemmeliyetçilik gütmeyen, tiyatro tutkunları tarafından sanattan tat almak için gerçekleştirilen tiyatral etkinlikler ortaya çıkmıştır. Bu döneme ait Amatör Tiyatro türlerine Sözlü Tiyatro, Kırsal Tiyatro ve Köylü Tiyatrosu örnekleri verilebilir. Amatör Tiyatro, 19. yüzyıldan sonra daha çok kültür politikası etkinlikleri bağlamında, işçi tiyatroları olarak kendi tiyatro kültürünü yaratmıştır. Bu anlamda, sokak tiyatroları, eylem tiyatrosu, işçi-köylü tiyatrosu, siyasal Amatör Tiyatro'nun örnekleridir.


2. FSEK M. 33 BAĞLAMINDA TÜRKİYE’DE AMATÖR TİYATRO


Türkiye’de günümüzde sayısı giderek artan amatör tiyatro ekipleri, özellikle üniversite çatıları altında yoğunlaşmıştır. Bu ekipler üniversiteler arası çeşitli şenlikler düzenlemek suretiyle sanat faaliyeti icra etmekte ve maddi bir kazanç arzusu içerisinde olmadan üretim gerçekleştirmektedirler. Oynadıkları tiyatro oyunları genel olarak dünyaca kabul görmüş ünlü yazarların eserleridir. Bu yazarların eserlerini herhangi bir kazanç sağlamadan oynamaları ve halihazırda öğrenci olmaları sebebiyle, öğrencilere yapmış oldukları işbu faaliyet sebebiyle ne tür telif haklarının öne sürülebileceği veya öne sürülüp sürülemeyeceği tartışma konusu olmuştur.


5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 33. Maddesi uyarınca yayımlanmış bir eserin temsil serbestisi kapsamında mutat şekilde açıklanmasının hangi şartlar ile mümkün olduğu belirtilmiştir. İşbu maddede, ‘’Yayımlanmış bir eserin; tüm eğitim ve öğretim kurumlarında, yüz yüze eğitim ve öğretim maksadıyla doğrudan veya dolaylı kar amacı gütmeksizin temsili, eser sahibinin ve eserin adının mutat şekilde açıklanması şartıyla serbesttir.’’ şeklinde hükmedilmiştir. Yani herhangi bir eser sahibinin, eserinin izni olmaksızın kullanılması nedeniyle FSEK 66. Maddeye dayanarak haklarının arama hürriyeti işbu madde ile sınırlandırılmıştır. Öyle ki, kanunun öngördüğü şartların sağlanması halinde temsil serbestisi devreye girerek, ilgili faaliyeti icra eden kişiye karşı herhangi bir telif hakkı eser sahibi tarafından ileri sürülemeyecektir.


Türkiye’deki amatör tiyatro ekiplerinin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 33. Maddesi kapsamında korunmalarının mümkün olabilmesi için yaptıkları faaliyetin herhangi bir kar amacı gütmeden yapılması önem arz etmektedir. Bu konuya ilişkin ülkemizde yargıya taşınmış olaylar mevcut olup, mahkemelerce hak ihlallerinin oluşup oluşmadığı veya tazminata hükmedilmesinin gerekliliği değerlendirilirken yapılan faaliyetin kar amacı güdüp gütmediği üzerinde sıkıca durulmaktadır. Keza Yargıtay’a taşınmış davalarda da Yargıtay’ın bu şartı paralel şekilde dikkate aldığı görülmektedir.


3. TÜRKİYE’DE YARGIYA TAŞINMIŞ TEMSİL SERBESTİSİ UYUŞMAZLIKLARI


2012 yılında Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları, her yıl üniversiteleri bünyesinde gerçekleştirdikleri tiyatro şenliklerinde ilk defa telif ücreti talebiyle karşı karşıya kalmışlardır. Uzun yıllardır tiyatro alanında faaliyet gösteren telif hakları ajansı ONK Ajans tarafından, Boğaziçi Tiyatro Şenliği’nde oynatılan tüm oyunlardan hem de Boğaziçi Üniversitesi Oyuncularının şenlikte oynayacağı oyundan ücret talep edilmiştir. Üniversite oyuncuları bu taleplere karşı yapılan şenliğin ve oynanan oyunların kar amacı taşımadan icra edildiğini öne sürerek telif hakkı ajansının taleplerinin yerinde olmadığını ifade etmiştir.


Öyle ki üniversite öğrencilerinden ücret talep edilmesi, tiyatro camiası başta olmak üzere ülkede ses getirmiştir. Bu bağlamda sanatçı ve hukukçular ikiye bölünmüştür. Kimileri her ne kadar kar amacı güdülmeden yapılsa bile işbu faaliyet sonucu eser sahibinin hakkının doğacağı, bu sebeple bu hakka tecavüzün oluşmaması sebebiyle ‘temsili’ sayılabilecek düşük bir ücretin verilmesinin doğru olduğunu savunmuştur. Kimileri ise üniversite öğrencilerinden ücret talep edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu ifade etmiş, üniversite oyuncularının Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 33. Maddesi kapsamında koruma altında olduklarını savunmuşlardır.

4. YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA TEMSİL SERBESTİSİNİN ŞARTLARI VE SINIRLARI


Yukarıda da bahsedildiği üzere Yargıtay’a taşınan temsil serbestisi davalarında, davaya konu faaliyetin kar amacı güdüp gütmediği üzerinde sıkıca durulmaktadır. Bu bağlamda;


Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 01.06.2015 tarihinde verdiği 2015/2850E. 2015/7362K. Sayılı kararında; ‘…Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre FSEK 24. Maddesi yollamasıyla 33. Maddesinde temsil hakkına ilişkin tek istisnanın ‘Yayımlanmış bir eserin; tüm eğitim ve öğretim kurumlarında yüz yüze eğitim ve öğretim maksadıyla doğrudan veya dolaylı kar amacı gütmeksizin temsili eser sahibinin ve eserin adının mutat şekilde açıklanması şartıyla serbesttir.’ Denilmek suretiyle belirtildiği, bu istisnadan yararlanabilmek için belirtilen tüm unsurların gerçekleşmesinin gerektiği, somut olayda davalı tarafından resmi internet sitesinde yapılan duyuruda dava konusu eserin K… Belediyesi Şehir Tiyatrolarının kurucusu tiyatro ve sinema oyuncusu E… K…’ı anmak amacıyla sergileneceğinin belirtildiği, bu durumun davalı savunmasıyla örtüşmediği, oyunun sahnelenmesinde sosyal amaç güdülmesinin eserden izinsiz yararlanmayı meşru kılmayacağı, davalı eyleminin 33. Madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, alınan bilirkişi raporu uyarınca davacının talep edebileceği rayiç gösterim bedelinin 1.500,00TL olduğu, FSEK 68/1 maddesi uyarınca davacının üç katı kadar tazminat talep edebileceği, eserin davacının rızası dışında sahnelenmesi nedeniyle FSEK 14. Maddesindeki umuma arz hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle 4.500,00TL telif tazminatı ile 2.000,00TL manevi tazminatın 04.11.2013 tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir…’[2] şeklinde hükmedilmiştir.


Görüldüğü üzere Yargıtay, sosyal amaç güdülmesinin temsil serbestisini oluşturmayacağına hükmetmiş olup, kanununun sunduğu şartların gözetilmesi gerektiğini bir kez daha ifade etmiştir. Mezkur şartların varlığı halinde ise Yargıtay’ın temsil serbestisi kurumunu gözettiği görülmektedir. Şöyle ki;


Yargıtay’ın 11. Hukuk Dairesinin 19.11.2015 tarihli 2014/17320E. 2015/12333K. Sayılı kararında ‘…Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu eserin davacı yazar tarafından yayınlananmış ve bu suretle alenileşmiş eserin davacı yazar tarafından yayınlanmış ve bu suretle alenileşmiş bir eser olduğu, davalı üniversitenin öğrencilerinin tanıtım posterlerinde yazarın adının açıkça belirtildiği, davacıya ait oyunun davalı üniversite öğrencilerince sergilenmesinin FSEK 33 maddesi kapsamında ‘temsil serbestisi’ sınırları içinde kaldığı ve bu maddede gösterildiği şekliyle bir temsil vuku bulduğu, oyun için herhangi bir ücret alınmadığı, davacıya ait eser, Üniversite öğrencilerinin bilgi ve görgülerini artırmak amacıyla amatörce dava dışı …’nin düzenlediği bir tiyatro festivalinde sergilenmiş olup bu amaçla öğrencilerin buraya katılmalarının her hal ve şart altında eğitim ve öğretim amacı ve yüz yüze eğitim ortamı içerisinde değerlendirilmesi gerektiği kanaatiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyasında içerisindeki bilgi ve belgelere mahkeme kararının gerekçesinde dayanıla delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir…’[3] şeklinde hükmedilmiştir.


Anlaşılmaktadır ki, üniversite öğrencileri tarafından sergilenen oyunun eser sahibinin adının açıkça belirtilmesi, oyun için herhangi bir ücret alınmaması ve sergilemenin eğitim ve öğretim faaliyeti kapsamında icra edilmesi söz konusu olduğunda istinai olan temsil serbestisi kurumunun işletilmesi hukuka uygun bulunmuş ve Yargıtay’ca üniversite öğrencileri aleyhine yapılan temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir.


5. SONUÇ


İzahati yapılan bilgiler ışığında, hukukumuzda temsil serbestisi eser sahipliği haklarının korunmasında bir istinai nokta teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda Türk yargısı, FSEK 33. Madde kapsamında yaptığı değerlendirmede temsil serbestisi kurumunun işletilmesi için faaliyete konu eser sahibinin adının açıkça belirtilmesinin ve faaliyetin maddi kaygılar içermeyen, her hal ve şartta eğitim ve öğretim amacı ile icra edilmesinin birlikte var olmasına dikkat etmiştir. Maddenin uygulanmasında herhangi bir muallaklık yaratılmaması adına Yargıtay tarafından genişletici yoruma kapalı bir tavır sergilenmiş olup, eser sahibinin sahip olduğu hakların temsil serbestisi kurumu tarafından ihlal edilmemesine özen gösterilmiştir.


Sanat Hukuku Enstitüsü

Yönetim Kurulu Üyesi

Av. Ege Ergün


KAYNAKÇA


[1] Aziz Çalışlar, Tiyatro Kavramları Sözlüğü, Mitos Boyut Yayınları, s. 34

[2] Ozan Ali Yıldız, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu(Bibliyografya ve Mahkeme Kararları İle Birlikte), Adalet Yayınevi s. 149

[3] Ozan Ali Yıldız, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu(Bibliyografya ve Mahkeme Kararları İle Birlikte), Adalet Yayınevi s. 150





bottom of page