top of page
  • Yazarın fotoğrafıMelih Karagöz

Ay ve Ayışığı: Erken Dönem Ay Fotoğrafçılığı


Man in the Moon, Le Voyage dans la Lune, 1902

Ay, sanatçılar tarafından o kadar farklı amaçlarla eserlere konu olarak seçilmiş ki, onu fotoğraf tarihinin farklı bölümlerini anlayabileceğimiz gerçekten ilginç bir pencere haline getiriyor. Ancak daha geniş bir düzeyde, elinize hiç kamera almamış olsanız bile ay yalnızca sanatçılar değil herkes için bir hayranlık konusudur. 19. Yüzyılın ortalarında, ayın fotoğrafını çekmek için kullanılan teleskoplardan yeterli ışığın geçmesi çok zordu. Öyle ki aslında birçok fotoğrafçının başvurduğu yöntem bir ay modelinin fotoğrafını çekmekti. Ve bu fotoğrafçıların yaptıkları işte çok iyi olduklarını söylemek şaşırtıcı derecede zor.


John Adams Whipple. The Moon. 1853–54. Tuzlu kağıt baskı, 7 1/4 × 6" (18.4 × 15.2 cm).

John Adams Whipple tarafından 1854’te çekilen bu fotoğraf diğer çağdaşlarından farklı olarak aslında ayın kendisine ait. Kamerayı teleskopla beraber kullanan John Adams Whipple, astronomi ve gece fotoğrafçılığının ilk uygulayıcılarındandı. 1847 ile 1852 arasında John ve Harvard astronomu William Cranch Bond, yakın perspektifi, ayrıntıların netliği ve katıksız güzelliğiyle dikkat çeken ödüllü ay fotoğraflarını üretmek için üniversiteye ait olan o zamanlar dünyanın en büyük teleskobu Büyük Refraktör Teleskobu’nu kullandılar.


Bu baskıyı yapmak için Whipple, ayın bir görüntüsünü yakalamak için ilk olarak ışığa duyarlı kimyasallarla kaplı metal bir plakanın açığa çıkarılmasını içeren dagerreyotipi işlemini kullandı. Dagerreyotipler genellikle çok küçük olduğundan, daha sonra görüntüyü tuzlu kâğıt baskısının temeli haline gelen bir negatif cam levha üzerine kopyaladı. Yani bu resim, ilk fotoğraf teknolojilerinden biri olan tuzlu kâğıt baskıdır.



Özünde bu baskı fotoğrafik kimyasallarla işlenmiş bir kâğıt parçasıdır. Kâğıt çok mat bir yüzeye sahip ve bu mat yüzey nedeniyle fotoğrafın kuru bir hissiyatı mevcut, öyle ki insanlarda ayın sahip olduğu kurak manzaranın hissini çağrıştırıyor.


Maurice Loewy ve Pierre Henri Puiseux. Sol: The Moon (Boussingault, Vlacq, Maurolycus, Puiseux); sağ: The Moon (Radiance of Tycho, Waning Phase). 1899/1900. Fotogravürler, her biri 22 1/2 × 18 1/4" (57.3 × 46.4 cm).

Maurice Loewy ve Pierre Henri Puiseux. Sol: The Moon (Boussingault, Vlacq, Maurolycus, Puiseux); sağ: The Moon (Radiance of Tycho, Waning Phase). 1899/1900. Fotogravürler, her biri 22 1/2 × 18 1/4" (57.3 × 46.4 cm).

Fotoğrafçılık genellikle bilimsel araştırmalar için bir araç olarak tercih ediliyordu. Ve iki Fransız astronom olan Loewy ve Puiseux tarafından yapılan bu fotoğraf gravürü, ayın genel topografyası hakkında bir fikir vermek için bir portföyde derlendi. Geleneksel yöntemlerle, fotoğraf negatifleri ve baskılar, ışığın fotoğrafa duyarlı malzemeler üzerindeki etkisiyle yaratılırdı. Bir fotogravürün farkı, aslında kâğıt üzerinde mürekkep olması, ancak fotoğrafik bir matristen yapılmış olmasıdır.


Fotoğrafın yüzeyindeki pütürlülüğü görebilirsiniz, bu pütürlülüğün sebebi fotoğrafın negatiften büyük ölçüde büyütülmüş olmasıdır. Diğer türlü bu kareleri yakalamak oldukça zorlaşıyordu. Negatif ne kadar küçük olursa pozlama süresini ayarlamak o kadar kolay olurdu fakat bu ölçekte bir baskı yapmak için görüntünün bir hayli büyütülmesi gerekiyordu.

Eugène Atget'in Nisan 1912'de yaptığı, Pendant l'Eclipse(Tutulma Esnasında) adını verdiği bir fotoğrafına bakıyoruz. Paris'teki Place de la Bastille'de güneş tutulmasını gözlemlemeye çalışırken gözlerini koruyan bir insan kalabalığı.

Eugène Atget. During the Eclipse (Pendant l’éclipse). 1912 Jelatin gümüş fotoğraf baskı kağıdı, 6 7/16 × 8 5/8" (16.3 × 21.9 cm) Atget daha çok Paris’in şehir fotoğraflarını çekmesiyle biliniyordu. Fotoğraflarında çok az insan bulunmasının sebebi Atget’in genellikle sokakları sabahın erken saatlerinde çekmesinden dolayıydı. Onun çalışmaları hakkında söyleyebileceğimiz şeylerden biri, oldukça zamansız ve spontane olduklarıdır. Yani bu fotoğraf, bir sürü insanın olması ve aynı zamanda belirli bir olayın odakta olması bakımından oldukça sıra dışı. Bir güneş tutulmasının resmi. Ve insanların onu görmek için kaldırdıkları küçük dürbünleri görüyorsunuz. Bu resmin Titanik battıktan iki gün sonra çekilmiş olması gerçekten ilginç. Gelecekle ilgili belirsizlikler, gizemler, buzdağları ve tutulmalar hakkında birkaç şeyden bize bahsediyor gibi. Titanik'in, tutulmayı seyreden bu yerde toplanmış birçok insanın zihninde olduğunu düşünmeden edemiyorum.


Atget'in bir tripod üzerinde geniş açılı bir kamerayla çalıştığını söylememiz de burada önemli. Atget'in kullandığı negatif cam levha negatifti. 18'e 24 santimetreydi, yani yaklaşık sekize on inç. Ve ince detayları yakalama kapasitesine sahiptir. Tek dezavantajı, pozlamanın oldukça uzun sürmesiydi. Bu yüzden insanların fotoğraflarını çekmek için ideal değildi. Bu yüzden yapılı çevrelerin fotoğraflarını çekmek için daha iyi bir negatifti ve Atget bunu daha sık yaptı.


Atget, neden fotoğraf çektiği konusunda çok netti. Stüdyosunun dışında, “sanatçılar için belgeler” anlamına gelen Document pour artiste yazan bir tabela vardı. Fotoğrafa karşı çok kendini beğenmiş, açık sözlü ve mütevazı bir yaklaşımı vardı. Aslında yaptığı şey, bir kameradan bakmanın doğasını gerçekten keşfeden olağanüstü fotoğraflardı.


Bu bir tutulmanın fotoğrafı, bir bakıma ayın bir resmi. Her ne kadar ne ay ne de güneş fotoğraf karesinin hiçbir yerinde olmasa da öyle. Ancak bu, yalnızca fotoğrafçılar ve astronomlar için değil, sokaktaki sıradan insanlar için de sonsuz bir hayranlık kaynağı olan aya bakmakla ilgili bir resim.


Sanat Hukuku Enstitüsü

Proje Direktörü

Melih Karagöz



Resimler:


bottom of page