Yaş aldıkça hayatımız daha yoğun bir hale geliyor. Durup bir şeylere kafa yormak, beklemek, düşüncelere dalmak, farkında olmasak da fırsatını bulamadığımız eylemlere dönüşüyor. Görsel uyaranların git gide arttığı dünyamıza tezat bir şekilde, nedense hayat renklerimiz soluyor. Maddiyatı aradığımız kadar güzelliği arayamaz hale geldik. Tüm bunlara rağmen yalnızca hayatın dayatmacı koşuşturmasına bir ara verme cesaretini gösterenler, insan olduğunu hissedebiliyor.
Filippo Palizzi tarafından 1865 yılında yapılan Pompei Kazılarındaki Kız adlı eserde, tahminen vaktinin büyük bir bölümünü Pompei Antik Kenti'nin kazılarına ayırmış genç yaşta bir kadın görmekteyiz. Genç kadının arka tarafında çalışmalara devam eden diğer insanlar ise o sırada aktif ve yoğun bir kazı çalışması yürütmekte. Genç kadının yaptığı işten bıkkınlık veya mutsuzluk duyduğuna dair herhangi bir emareye ise ulaşamamaktayız. Lakin çalışması gerektiği bir vakitte rastladığı tarihi ve estetik değer barındıran duvar çizimlerini gördüğünde, işini o anlığına bir kenara bırakıp duraksama ve seyretme cesaretini göstermektedir.
Fikrimce Filippo Palizzi yapmış olduğu bu sanat eseriyle, sanat eserlerinin hayatımızdaki işlevine odaklanmaktadır.
Modern hayatlarımızda her ne işle ilgileniyorsak ilgilenelim, işimize her ne kutsallık atfedersek atfedelim, aktif ve yoğun çalışma hayatlarımız bizleri bir miktar yıpratmakta ve estetik doyumlardan uzaklaştırmaktadır.
İster duruşma salonu önünde sırasını bekleyen bir avukat, ister gecenin bir saatindeki acil ameliyatını bekleyen bir doktor olalım, sanki sonsuza dek yaşayacakmış, sınırsız vakte sahipmişiz gibi zamanın akıntısına kendimizi kaptırıyoruz çalışırken. Ama resmin odağı olan genç kadın gibi yaşadığımız ana dahil olma cesaretini gösterdiğimizde, hayat renklerimizi soldurmamayı başarabileceğiz. Belki de şuan bu görseli iş koşuşturması sırasında yarattığınız minik bir molada elinize aldığınız telefon ile görüyorsunuz. Bu durumun genç kadının sergilediği eylem ile benzeşmesi fikrimce gülümseye değer bir olgudur. Sanata olan ihtiyacımız işte bu denli gizli noktalarda saklıdır.
Sanat Hukuku Enstitüsü
Yönetim Kurulu Üyesi
Av. Ege Ergün
Comments