top of page
Yazarın fotoğrafıNisan Aksoy

Türk Hukukunda Moda Tasarımlarının Korunması

ÖZET

Moda, insanların algısına ve dönemin gerekliliklerine göre sürekli değişebilen, toplumun farklı kesimlerinde, yenilik ihtiyacını bağlı olarak ortaya çıkan akım olarak tanımlanabilir. Bir ürünün üretilme süreci; tüketiciye sunulması ve tüketicinin ürüne çok daha hızlı bir şekilde ulaşıyor olması, modanın temel dinamiğini oluşturan özgün tasarımların kopyalanmasını daha yaygın ve kolay hale getirmiştir. Bu kolaylık, bir düşüncenin sonucu olarak ortaya çıkan moda tasarımların korunması amacıyla Fikri Mülkiyet Hukuku alanında birtakım gelişmelerin gerçekleşmesini zorunlu kılmıştır. Moda konusu olan tasarımların tescil şartlarını sağlaması halinde tescil edilmesi; tasarım mevzuatı kapsamında korunmasını mümkündür. Fakat kısa bir dönem moda olacak bir tasarım için tescil başvurusu yapılması hem tescil süresinin uzunluğu gibi sebeplerle tescilden kaçınılabilmektedir. Bu durumda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununa göre Tescilsiz Tasarımın Korunması da mümkün hale gelmektedir.


GİRİŞ

Türk Hukuku’nda tasarımların kümülatif olarak korunacağı düzenlenmiştir. Hak sahibinin burada seçme zorunluluğu olmayıp, tasarım mevzuatı yanında şartları sağlıyorsa patent, marka ve fikir ve sanat eserleri mevzuatına da dayanabilir. Haksız rekabet hükümleri de fikri mülkiyet hukuku yanında kümülatif olarak uygulanabilmektedir.


1) Moda Tasarımlarının Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Kapsamında Telif Hakkı Korumasından Faydalanmasının Şartları

FSEK kapsamında eser, “sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri” olarak tanımlanmıştır.

Bir fikir ve sanat eserinin FSEK anlamında eser kabul edilebilmesi için şu unsurların bir araya gelmesi gerekir:


-Ortada fikri bir ürün olmalıdır.

-Bu fikri ürünün bir şekle bürünmüş olması gerekir.

-Fikri ürünün sahibinin hususiyetini yansıtması gerekir.

-FSEK’ te öngörülen eser türlerinden birine girmelidir.


1.1.Ortada Fikri Bir Ürün Olmalıdır

Bir ürünün, fikri hakka konu olduğundan bahsedilebilmesi için zihinsel, duygusal ya da estetik şekilde ortaya çıkması gerekir. Bu fikri ürünün, ilim ve edebiyat eserlerinde bir kavramsal içeriğin, güzel sanat eserlerinde görsel içeriğin, musiki eserlerinde bir ses tonu yahut veri tabanlarında olduğu gibi zihinsel çabaların ürünü olması gerekir.


1.2.Fikri Ürün Bir “Şekle” Bürünmüş Olmalıdır

Fikri hakka konu ürünün, belirli bir şekilde, formda ifade edilmesi gerekir. Dolayısıyla henüz şekillenmemiş, kişinin zihin dünyasında yer alan bir fikri ürün FSEK korumasından yararlanamaz. Bu kapsamda korunabilmesi için içerik ve şekil olarak ifade edilmeli, yani bir ifade aracıyla algılanabilir hale getirilmelidir.


1.3.Fikri Ürün Sahibinin Hususiyetini Taşımalıdır

Öğretideki açıklamalar, doktrin ve yargı kararlarından yola çıkılarak Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku anlamındaki “hususiyet” kavramını, eser sahibinin duygu ve düşünceleri ile yaşam deneyimleri, gözlem, yetenek, araştırma, algılama, tecrübe, bilgi, yetenek vb. birimini kullanarak meydana getirdiği üründeki fikri çabasını diğerlerinden ayıran, asgari seviyede de olsa yaratıcılık içeren, sıradan olmayıp, özgün ve belirli bir düzeye sahip olan, eser sahibine özgülenebilen anlatım dili (üslup) olarak genellemek mümkündür.


1.4.FSEK’ Te Öngörülen Eser Türlerinden Birine Girmelidir

Kanunun 2., 3., 4., 5., ve 6. Maddelerinden nelerin fikir ve sanat eseri olabileceği açık şekilde belirtilmiştir. Bunlar aşağıda belirtildiği gibi şu şekilde sıralanmaktadır:

Fikir ve sanat eserlerinin çeşitleri:

I - İlim ve edebiyat eserleri

II - Musiki eserleri

III - Güzel sanat eserleri

Estetik değere sahip olan;

1. Yağlı ve suluboya tablolar; her türlü resimler, desenler, pasteller, gravürler, güzel yazılar ve tezhipler, kazıma, oyma, kakma veya benzeri usullerle maden, taş, ağaç veya diğer maddelerle çizilen veya tespit edilen eserler, kaligrafi, serigrafi,

2. Heykeller, kabartmalar ve oymalar,

3. Mimarlık eserleri,

4. El işleri ve küçük sanat eserleri, minyatürler ve süsleme sanatı ürünleri ile tekstil, moda tasarımları,

5. Fotoğrafik eserler ve slaytlar,

6. Grafik eserler,

7. Karikatür eserleri,

8. Her türlü tiplemelerdir.

Krokiler, resimler, maketler, tasarımlar ve benzeri eserlerin endüstriyel model ve resim olarak kullanılması, düşünce ve sanat eserleri olmak sıfatlarını etkilemez.


IV – Sinema eserleri

Güzel Sanat Eserlerine İlişkin Ek Şart: Estetik Değere Sahip Olma

Bir eserin güzel sanat eseri sayılabilmesi için, sanatsal değere sahip olması gerekir. Sanatsal değer, eseri sıradan, gelişigüzel, bilinen, herkesçe yaratılabilen ürünlerden ayırır. Güzel sanat eserinde estetik olma koşulu, meydana getirilen eserin takdir edilip edilmemesinden çok estetik unsuru bünyesinde barındırmasıdır. Moda tasarımlarına, güzel sanat eseri olarak FSEK’ te yer verildiği görülmekte olup; bu düzenleme kapsamında kural olarak hususiyet ve estetik değer taşıyan moda tasarımlarının FSEK kapsamında korunacağı söylenebilecektir.


2) Tescilsiz Ürün Tasarımının Korunması ve Şartları

Sınai Mülkiyet Kanununu uyarınca tescilsiz tasarım olarak korunması için iki şart bulunmaktadır:


2.1) Ülkesellik ilkesi kapsamına dayanarak gelişen tasarımın kamuya ilk kez sunulmuş olmalıdır


2.2) Bu sunumun Türkiye’de yapılmış olmalıdır.

SMK’ nın 69. maddesinin 2. fıkrasına göre “tescilsiz tasarımların korunma süresi, korunma talep edilen tasarımın ilk olarak kamuya sunulduğu tarihten itibaren “üç yıl” olarak belirlenmiştir. Bu süre az gibi görünüyor olsa da uygulamada yeterli olduğu görülmektedir. Genellikle tescili yapılmadan üretilen eserler mevsimlik veya dönemlik olduğundan bu süre yeterli olmaktadır. Sınai Mülkiyet Kanununun 59. maddenin 2. Fıkrasına göre, tescilsiz tasarım sahibi haklarını, sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması halinde elde eder. Dolayısıyla, bu hüküm uyarınca tescilsiz tasarımın sahibi sadece aynı veya ayırt edilemeyecek seviyede benzer tasarımlara yani kopyalanmış tasarımlara karşı işlem yapabilir. Tescilsiz tasarımların korunmasına duyulan ihtiyaç, moda endüstrisinin ayak uydurulması zor değişiminden dolayı da doğmuş kabul edilebilir. Bu hukuki koruma ile tasarımcılar gerek maddi gerekse zaman bakımından yük olabilecek ve haftalar içinde zaten değerini kaybedebilme ihtimali olan tasarımlarını tescil sürecinden geçmeden koruma altına alabilmekteler. Söz konusu tescilsiz tasarım hükümleri moda tasarımcılarına yarattıkları tasarımlar üzerindeki hakların korunması için pratik bir araç sağlamaktadır.


3) Moda hukukundaki hak ihlallerinde uygulanacak yaptırımlar

Moda hukukundaki hukuki yaptırımlar moda tasarımının FSEK mi yoksa SMK kapsamında mı korumadan faydalandığına göre değişmektedir. Moda tasarımının yararlandığı korumaya göre cezai yaptırımlar ve sair hukuki korumalar birbirinden farklılık göstermektedir FSEK’ ten faydalanıyorsa özel hukuk bağlamında tecavüzün refi davası, tecavüzün meni davası, tazminat davası ve temin edilen kârın devri davası gibi davaların açılması mümkündür. Diğer taraftan endüstriyel tasarım olarak tescil edilen tasarımın korunması sona ermesi devredilmesi tasarım hakkının ihlali gibi Durumlarda başvurulabilecek hukuki yollar için SMK madde 55-81 hükümleri uygulanacaktır. Ayrıca marka hakkına tecavüz yahut tasarım hakkı ihlali gibi durumların hemen hepsinde aynı zamanda rekabet yasağı da re sen ihlal edilmiş olmaktadır. Dolayısıyla bu gibi durumlarda haksız rekabete ilişkin mevzuat düzenlemeleri de uygulama alanı bulabilecektir.


SONUÇ

Sonuç olarak, moda tasarımı olan bir ürünün tescil şartları sağladığı takdirde tescil edilebilmesi ve bu kapsamda hangi kanunun bu eseri ne şekilde koruyabileceği, eğer tasarım ürünü dönemsel veya mevsimlik ise tescil aşamalarının uzun sürmesinde dolayı tescil edilmesinin ürünün korumasında gereksiz olacağı düşüncesi varsa tescilsiz olarak korunma talep edilen tasarımın ilk olarak kamuya sunulduğu tarihten itibaren “üç yıl” süreyle korunabileceği düzenlenmiştir. Moda tasarım ürününün tescilli olması durumlarında genel olarak FSEK hükümlerine gidilirken, tasarımın tescilsiz olması durumunda genel olarak SMK uygulanmaktadır. Kümülatif koruma ilkesi benimsendiğinden bu ayrım kesin bir ayrım olmayıp eserin niteliğine göre değişkenlik gösterebilmektedir.


KAYNAKÇA


1. Bozbel, Savaş: Fikri Mülkiyet Hukuku, Levha Yayıncılık

2. Suluk / Cahit. Karasu, Rauf / Nal, Temel: Fikri Mülkiyet Hukuku, Şeçkin Yayınevi

3. Güneş, İlhami: Uygulamada Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku, Seçkin Yayınevi

4. Karahan, Sami / Suluk, Cahit / Saraç, Tahir / Nal, Temel: Fikri Mülkiyet Hukukunun Esasları, Seçkin Yayıncılık

5. Tekinalp, Ünal: Fikri Mülkiyet Hukuku, Vedat Kitapçılık

6. Suluk, Cahit: Tasarım Hukuku, Seçkin Yayınevi

7. Özgün Law, ‘Türk Hukukunda Moda Tasarımlarının Telif Hakkı ile Korunması’, Erişim: 21 Ocak 2023

8. Gün Partners Avukatlık Bürosu, ‘Moda Endüstrisi ve Tescilsiz Tasarımlar’, Erişim: 21 Ocak 2023

9. Kulaçoğlu Hukuk Bürosu, ‘Moda Tasarımlarının Hukuki Korunması’, Erişim: 20 Ocak 2023


Sanat Hukuku Enstitüsü

Proje Direktörü

Nisan Aksoy

Comments


bottom of page