top of page
  • Yazarın fotoğrafıAv. Aslı Taşdelen

Bir Futbolcunun Fotoğrafının Kullanımını Kontrol Etme Hakkı Ne Kadar İleri Gidebilir?

İtalyan Yüksek Mahkemesi, özel hayat hakkı ile ifade/bilgi özgürlüğü arasındaki etkileşime ağırlık veriyor


Bir insan, başka bir insanın fotoğrafını hangi durumlarda ve hangi koşullarda izinsiz kullanma hakkına sahiptir? Özel hayat ve ifade ve haber alma özgürlüğü arasında denge kurmanın temelinde yatan bu tartışmalı soru, bir kez daha mahkeme tarafından incelenmiştir.


İtalyan Yüksek Mahkemesi’nin bu yazın başlarında verdiği karara göre (ordinanza 19515/2022) tanınmış bir kişinin fotoğrafı, sadece mesleki faaliyetini yerine getirirken değil, aynı zamanda bununla bağlantılı diğer faaliyetleri üstlenirken çekilmişse dahi, izinsiz olarak kullanılabilir.


İtalyan Yüksek Mahkemesi bu yönde karar vererek İtalyan Telif Kanunu’nun 97. maddesi kapsamındaki koruma hakkında alt mahkemelerden daha cömert bir yorum benimsemiştir.


Aşağıda daha ayrıntılı olarak tartışıldığı üzere, İtalyan mahkemesi özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) atıfta bulunmasa da karar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) AİHS’nin 8. maddesi (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ile bu maddenin 10. maddesi (ifade ve bilgi özgürlüğü) arasındaki etkileşime ilişkin birleştirilmiş içtihatlarıyla uyumlu görünmektedir.


İlk olarak söz konusu İtalyan davasında neler olduğuna bakalım.


ARKA PLAN

Gianni Rivera, Milan AC isimli futbol takımında yıllarca oynamış, eski bir ünlü profesyonel futbolcudur (aynı zamanda siyasetçidir).


Gianni Rivera 2012 yılında diğerlerinin yanı sıra önde gelen spor gazetesi Gazzetta dello Sport’un yayıncısı olan RCS’ye karşı bazı futbol tarihi ve unutulmaz maçlarla ilgili belgesellerde görüntüsünün izinsiz bir şekilde kullanılması sebebiyle dava açmıştır.


Bu belgeseller özellikle Rivera’nın futbol oynarken çekilen bazı fotoğrafları ve kamera görüntülerini içerdiği gibi Rivera'nın futbol oynamadığı ve/veya futbol formasının üzerinde olmadığı onu profesyonel olmayan/özel ortamlarda gösterdiği iddia edilen bazı fotoğrafları içeriyordu.

Bu fotoğraflar aşağıdaki durumlarla ilgiliydi:

  • Kazanılan bir kupayı tutarken uçaktan inmek,

  • Diğer futbolcularla birlikte bir futbol inzivası,

  • Bir gazeteciyle röportaj.


Rivera, içeriği ne olursa olsun, görüntüsünün bu şekilde kullanılmasının, diğer haklarının yanı sıra İtalyan Medeni Kanunu ve İtalyan Telif Kanunu uyarınca görüntü haklarının ihlali olduğunu iddia etti.


2015 yılında Milan İlk Derece Mahkemesi Rivera’nın görüntüsünün profesyonel durumlar (örneğin futbol oynarken veya takım arkadaşlarıyla poz verirken) dışında ve bazı madalyalarda göründüğü şekilde çoğaltılmasının hukuka aykırı olduğuna karar vererek kısmen Rivera'nın yanında yer aldı. Sonuç olarak Mahkeme, RCS’nin 50.000 Euro tazminat ödemesine karar verdi.


2017 yılında Milan Temyiz Mahkemesi, RCS’nin Rivera’nın özel ortamlardaki fotoğraflarını paylaşırken onun şöhretine dayanamayacağını (İtalyan Telif Hakkı Kanunu’nun daha önce bahsedilen 97. Maddesi uyarınca tanınan bir savunma) göz önünde bulundurarak esas itibariyle ilk derece mahkemesi kararını onadı.


Devamında RCS, Yüksek Mahkeme’ye yalnızca Rivera’nın iddiaya göre mesleki ortamların dışında çekilmiş olan fotoğraflarını izinsiz yayınlamasının İtalyan Medeni Kanunu’nun 10. maddesine ve İtalyan Telif Kanunu’nun 96-97. maddelerine göre hukuka uygun olduğuna ilişkin bir temyiz başvurusu yaptı. İtalyan Yüksek Mahkemesi'nin esasa ilişkin bir mahkeme olmadığını ve yalnızca alt mahkemeler tarafından yasanın doğru uygulanmasını değerlendirmekle görevli olduğunu hatırlamakta fayda var.


YÜKSEK MAHKEME KARARI

Yüksek Mahkeme, RCS’nin Telif Kanunu m. 97 kapsamındaki savunmasını büyük ölçüde kabul etti, böylece Rivera’nın futbol sahası dışındaki/futbol formasının üzerinde olmadığı fotoğraflar hakkındaki hem ilk derece hem de temyiz mahkemelerinin vardığı sonuca katılmadı.


Mahkeme söz konusu fotoğraflarla ilgili olarak aşağıda yer alan ön açıklamaları sundu:

  • İlk olarak, fotoğraflar ne saldırgandır ne de herhangi bir şekilde uygunsuzdur ve bir insanın mahrem ve özel hayatıyla ilgili değildir;

  • İkinci olarak, fotoğraflar çekilirken Rivera fotoğrafçıya poz veriyormuş gibi göründüğü için fotoğraflar onun izniyle çekilmiş gibi görünmektedir.

Başvurunun özüne gelirsek, Mahkeme, İtalyan hukukuna göre bir kişinin görüntüsü (a) izni olmadan elde edilmişse, ya da (b) kanunun izin verdiği kamu yararına odaklı koşulların dışında ve bunlarla sınırlı olmamak üzere kişinin şöhreti ve ifade/bilgi özgürlüğü sıkı bir yorum gerekliliğine bağlıysa, veya (c) kişinin şerefi, itibarı veya haysiyetine zarar vermesine sebep oluyorsa hukuka aykırıdır.


İfade ve bilgi özgürlüğünün kullanımına ilgili olarak Mahkeme, sağlanan bilgilerin doğru ve eksiksiz olmasını sağlamak için bir kişinin görüntüsünün kullanılmasının gerekli olup olmadığının değerlendirilmesinin gerekli olduğunu hatırlatmıştır. Her halükârda, İtalyan Anayasası'nın 21. maddesinde de korunan ifade/bilgi özgürlüğünün her zaman kişinin kendi özel hayatının korunmasına üstün geldiğine dair herhangi bir açıklama reddedilmelidir.


Dahası, Yüksek Mahkeme konunun Audrey Hepburn davasından tamamıyla farklı olduğunu ve unutulma hakkıyla ilgili herhangi bir talepte bulunulmadığını belirtti.


Yukarıda sayılanların tümü göz önünde bulundurulduğunda, Yüksek Mahkeme şu sonuca ulaşmıştır:


“İtalyan Telif Kanunu’nun 97. maddesi kapsamında yapılan savunmanın doğru uygulanması, tanınmış bir kişinin fotografik görüntüsünün yalnızca iyi tanındığı belirli faaliyetleri (örneğin bir sporcu için spor müsabakası, bir şarkıcı için müzikal performans, bir oyuncu için teatral performans) gerçekleştirirken değil, […] aynı zamanda kişinin kamusal imajına dahil olan ve bu yüzden faaliyetlerinde kamu yararı bulunan yardımcı ve ilgili faaliyetleri gerçekleştirdiği durumlarda resmedildiği fotoğrafların da yayınlanmasına izin verir.


Bu nedenle, bir spor etkinliğine gitmek üzere olan veya bir spor etkinliğinden dönmekte olan, veya kazandığı bir ödülü gösteren, veya bir gazeteciyle faaliyetleriyle bağlantılı bir röportaj yapan, ya da diğer futbolcularla birlikte -özellikle kendi takımı veya milli takımın organize ettiği bir inziva sırasında- ünlü bir futbolcuyu resmeden fotoğrafların hepsi [yardımcı ve ilgili faaliyetler kapsamında] yer almaktadır.


Yukarıda sayılan tüm durumlar formaları üzerinde olmasa ve o an kendi spor faaliyetlerinin antrenmanını yapmıyor olsalar bile sporcuların tanınır oldukları faaliyet ile yakın bağlantıda oldukları sırada resmedildikleri ve böylece ünlü bir sporcu olma statüleri sebebiyle halk tarafından ilgi konusu oldukları durumlardır.”


Mahkeme, bir kişinin tanınır olduğu aktivite ile direkt ya da dolaylı olarak bağlantısı bulunmayan özel faaliyetlerin elbette İtalyan Telif Kanunu m. 97 uyarınca savunmanın uygulanmasının kapsamı dışında kaldığını belirtti.


YORUM

Belirtildiği üzere, İtalyan Yüksek Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine atıfta bulunmasa da, vardığı sonuç Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Madde 8 ve 10 ile ilgili geliştirdiği yaklaşım ile uyumludur.


Gerçekten de AİHM, 10. maddenin 8. madde korumasına üstün gelip gelmeyeceğini belirlemek için 5+1 kilit kriterin dikkate alınmasını şart koşmaktadır:

  • Bir kamu yararı tartışmasına katkı,

  • Etkilenen kişinin şöhretinin derecesi,

  • Haberin konusu,

  • İlgili kişinin önceki hareketleri,

  • Yayımın içeriği, şekli ve sonuçları; ve, uygun olduğunda,

  • Fotoğrafların çekildiği koşullar.

İlk iki kriter daha sonra Yüksek Mahkeme’nin yaklaşımıyla uyumlu bir şekilde yorumlandı:

  • AİHM, özellikle birinci kriterle ilgili olarak, kamu yararı kavramının, kamuoyunu meşru bir şekilde ilgilenebilecekleri ölçüde halkı etkileyen meseleleri ilgilendirdiğine karar vermiştir. Bir yayın yalnızca halkı heyecanlandırmayı amaçladığında böyle bir kamu yararının ortaya çıkmadığına hükmetmiş olsa da, diğerlerinin yanı sıra spor meseleleriyle bağlantılı olarak kamu yararının varlığını sürdürebileceğini de kabul etmiştir.

  • İkinci kritere baktığımızda, AİHM, tanınmış kişiler için, ilgili kişinin rolü ya da işlevi ve habere ve/veya fotoğrafa konu olan faaliyetlerin türünün önemli bir faktör oluşturduğuna hükmetmiştir. Bu anlamda, Monako Prensesi Caroline’in özel hayatıyla ilgili meşguliyetleri esnasında çekilen fotoğraflarının izinsiz yayınlanmasının özel hayat hakkını ihlal ettiğine hükmetmiştir.

Özetle, ünlü kişiler mahremiyet beklentisine girebilir ancak böylesine bir beklenti onlar hakkında bilgi sahibi olma konusunda kamu yararına karşı dengeli olmalıdır. Bu çerçeveye karşın, ünlü bir kişinin kamusal kişiliği (yani, kamu yararı konusunun neyle ilgili olduğu), tanınır olduğu mesleki ve/veya kurumsal aktiviteyi - doğrudan ve aynı zamanda daha az doğrudan - ilgilendiren faaliyetleri kapsar.


Sanat Hukuku Enstitüsü

Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Av. Aslı Taşdelen


Tercüme Yapılan Kaynak: Eleonora Rosati, 24.08.2022, “How far does a footballer's right to control use of their their image go? Italian Supreme Court weighs on interplay between right to private life and freedom of expression/information”, https://ipkitten.blogspot.com/2022/08/how-far-does-footballers-right-to.html


bottom of page