top of page
  • Yazarın fotoğrafıAv. Ebru Köse

İnternet Sitesi Tasarımlarının Hukuki Niteliği Ve Hukuken Korunması

I. GENEL OLARAK


İnternet sitesi tasarımlarının hukuki niteliği ve hukuken korunması kavramından önce ''tasarım'' tanımı üzerinde durmak yerinde olacaktır. Zira tasarım hem 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nca (“SMK”) hem de 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nca (“FSEK”) ayrı ayrı koruma alanı bulmakta olup, ayrı çerçevelerde değerlendirilmesi gerekmektedir.


II. SMK VE FSEK KAPSAMINDA TASARIMIN TANIMI

1. SMK Anlamında Tasarım


SMK m. 55 uyarınca tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. 6769 sayılı SMK kapsamında tasarımdan söz edebilmek için; ayırt edici niteliği haiz olma ve yeni olma özelliklerinin bir arada bulunması gerekmektedir. 6769 Sayılı SMK kapsamında, mülga kanunun aksine, tescilli tasarımların yanı sıra tescilsiz tasarımlar da koruma bulmakta olup tasarımın kamuya sunulmuş olması şartıyla tescilsiz tasarımlar da bu korumadan yararlanabilmektedir. Bu nedenledir ki internet sitesi tasarımları ve grafikleri tasarım sınıfına dahil edilerek kendisine SMK anlamında koruma sağlayabilmektedir.


2. FSEK Anlamında Tasarım


Bir internet sitesinin tasarım ve grafikleri bir üst başlıkta yer aldığı üzere SMK anlamında koruma bulabilirken internet sitesi içeriği de kendisine FSEK anlamında koruma bulabilmektedir. Bu koruma ise internet sitesi içeriklerinin ,FSEK anlamında işlenme eser olarak kabul edilmesiyle sağlanmaktadır. Bu nedenle bu bölümde “eser” ve “işlenme eser” kavramlarından söz etmek yerinde olacaktır.


2.1. Eser Kavramı

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 1/B maddesi eserin tanımını yapılmış; “Sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleridir.” denilmiştir. Ayrıca FSEK’nun 6. maddesinin 11. fıkrası uyarınca “İstifade edilen eserin sahibinin haklarına zarar getirmemek şartıyla oluşturulan ve işleyenin hususiyetini taşıyan işlenmeler, bu kanuna göre eser sayılır.” ifadesi bulunmaktadır. Anılan Kanun’un lafzından da anlaşılacağı üzere her fikri ürün, eser niteliğini haiz değildir. Eser sayılabilmek için birlikte bulunması gerekli unsurlar vardır.

a) Sahibinin hususiyetiyle müsemma olması (sübjektif kriteri ifade eder),

b) Fiziki bir ortama kaydedilebilir, maddi dünyada karşılık bulabilir nitelikte olması,

c) Kanun’da sayılan eser türlerinden biri içerisinde yer alabilmesi (objektif kriteri ifade eder) gerekmektedir.

FSEK’na göre eser çeşitleri şu şekilde sıralanabilir;


2.1.1 İlim ve Edebiyat Eserleri


Herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımları, her nevi rakıslar, yazılı koreografi eserleri, pandomimalar ve buna benzer sözsüz sahne eserleri, estetik vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafya’ya ait maket ve benzerleri, her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimari maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri ilim ve edebiyat eseri niteliğindedir.


2.1.2. Müzik Eserleri


Her nevi sözlü ve sözsüz besteler müzik eserlerini oluşturur.


2.1.3. Güzel Sanat Eserleri


Yağlı ve sulu boya tablolar, her türlü resimler, desenler, pasteller, gravürler, güzel yazılar ve tezhipler, kazıma, oyma, kakma veya benzeri usullerle maden, taş ağaç veya diğer maddelerle çizilen veya tespit edilen eserler kaligrafi, serigrafi, heykeller, kabartmalar ve oymalar, mimarlık eserleri, el işleri ve küçük sanat eserleri, minyatürler ve süsleme sanatı ürünleri ile tekstil, moda tasarımları, fotoğrafik eserler ve slaytlar, grafik eserler, karikatür eserleri, her türlü tiplemeler güzel sanat eseri niteliğindedir.


2.1.4. Sinema Eserleri


Sinema eserleri, her nevi bedii, ilmi, öğretici veya teknik mahiyette olan veya günlük olayları tespit eden filmler veya sinema filmleri gibi, tespit edildiği materyale bakılmaksızın, elektronik veya mekanik veya benzeri araçlarla gösterilebilen, sesli veya sessiz, birbiriyle ilişkili hareketli görüntüler dizisidir.


2.2. İşlenme Eser Kavramı


FSEK kapsamında işlenme eser ise; ana eserden faydalanarak meydana getirilip de bu eserden münferit olmayan ve işleyen kişi ya da kişilerin özelliklerini taşımayı sürdüren fikir ve sanat ürünleridir. Bir eseri işlenme eser addedebilmek için doktrinin belirlediği unsurların bir arada bulunması gerekmektedir;


2.2.1. İşleyenin Hususiyetini Taşıma


İşlenme ürünün bir eser olarak kabul edilebilmesi için işleyenin fikri özelliklerini içinde barındırması zorunluluğu bulunmaktadır. Nitekim işleyenin fikri özellikleriyle özgülenmeyen bir eserin varlığından söz etmek mümkün değildir. Öyle ki herkes tarafından yapılabilecek şekilde hususi bir özellik barındırmaksızın bir araya getirilmiş söz öbekleri, bir tablonun aynen kopya edilmesi veya bir öykünün bazı cümlelerin çıkarılması yoluyla yapılan kısaltma gibi işlenmeler; işleyenin hususiyetine yer vermediğinden işlenme eser sayılmaz.


2.2.2. Asıl Esere Bağlılık


FSEK’in 1/B/c ile6’ncı maddelerinde bu unsur “...diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan...” tanımıyla kendisine yer bulmuştur. Öyle ki işlenme eserden söz edilebilmek için öncelikle ''işlenme'' eylemine kaynaklık edecek bir ana/asıl eserin var olması gerekmektedir.


2.2.3. Asıl Eser ile Aynı Kategoride Yer Alma


FSEK’te açık olarak aranmamakla birlikte bu unsur doktrinde yer almaktadır. Bu unsura göre, asıl eserin sadece kendi kategorisinde yer alan başka bir eser formuna sokulması durumunda işlenme eserden söz edilebilir. Burada özellikle belirtilmek istenen husus, ana/asıl eser ile işlenme eserin aynı kategoride yer alması gerektiğidir.


III. İNTERNET SİTESİ TASARIMLARININ HUKUKİ NİTELİĞİ


Bu bölümde, genel hatlarıyla tasarımın SMK ve FSEK kapsamındaki tanımlarının ardından, ''İnternet Sitesi'' olarak tasarımların hukuki niteliği üzerinde durulacaktır.


1.1. FSEK Anlamında İnternet Sitesi Tasarımlarının Hukuki Niteliği


Web sayfaları tasarımları; tıpkı resim, heykel, müzik eserleri gibi bir fikri emeğin eser olarak somut dünyaya yansıtılmasıyla mümkündür. Diğer sanat eserlerinde olduğu gibi web sayfası tasarımlarında da yaratıcı düşünce ön plandadır. Zira internet sitesi meydana getirmek, bir yaratı sürecinden ibarettir. Öyle ki web sayfaları, yaratıcı olan kişinin hususiyeti ile özgülendiğinde ve şekle ilişkin diğer şartları gerçekleştirdiğinde eser sayılabilecektir. Esasen internet sitesi tasarımı, ilk olarak sayfanın işlevsel ve kolaylık yönünden ergonomik bir çehre kazanması amacına hizmet eden, ardından yaratıcısın buna uygun olarak grafik tasarımı hayata getirdiği bir dizgidir.

İnternet sitesi içeriğinde yer alan; makale ,yazı, grafik, metin, ses, resim, müzik gibi unsurların her biri kanunen bulunması gereken zorunlu unsurları taşıdığı müddetçe fikri eser sayılmaktadır. Nitekim yaratıcının özgüleyici yaklaşımı ile materyal olarak varlığını gerçekleştiren her tür veri tabanı da fikri eser niteliğini haiz olacaktır.

Örneğin, Popular Science adlı internet sitesinde aşağıdaki gibi içerikler yer almaktadır:

Bu içeriklerden Galeriler kısmında yer alan "Yılın En Etkileyici Mikroskobi Fotoğrafları" başlıklı bilimsel yazıda, birçok görsel yer almakta olup her birisi FSEK kapsamında bir eser niteliğini haizdir. Zira her birisi, kendilerini meydana getiren yaratıcının hususiyetini taşımakla birlikte maddi düzlemde de ifade edilebilir konumdadırlar.


1.2. SMK Anlamında İnternet Sitesi Tasarımlarının Hukuki Niteliği


SMK m. 55 uyarınca yukarıda açıklanan tasarım tanımından anlaşılacağı üzere, internet sitesinde yer alan grafikler ve diğer tasarımlar da SMK m. 55'te tanımlanan;

''(1) Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.

(2) Ürün, bilgisayar programları hariç olmak üzere, endüstriyel yolla veya elle üretilen herhangi bir nesnenin yanı sıra birleşik bir ürün veya bu ürünü oluşturan parçaları, ambalaj gibi nesneleri, birden çok nesnenin bir arada algılanan sunumlarını, grafik sembolleri ve tipografik karakterleri ifade eder.''

özelliklerini taşıdığı ölçüde tasarım olarak nitelendirilebilmektedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, bilgisayar programları ve internet sitesi tasarımları arasındaki farklılığın ortaya konulması noktasındadır.


1.2.1. Web Sitesi – Bilgisayar Programı İlişkisi


Web sitelerine her ne kadar özel bilgisayar programı aracılığıyla girilmekteyse ve hatta bu sitelere bazı bilgisayar programları entegre edilmişse de web sitelerinin tek başına bilgisayar programı olarak kabulü mümkün değildir. Bu nedenle de web siteleri, bilgisayar programı olarak eser kapsamında koruma alanı bulamayacaktır.


1.2.2. Web Sitesi – Veri Tabanı İlişkisi


Veri tabanı ise sistematik veya metodik bir biçimde düzenlenerek elektronik veya başka vasıta aracılığı ile erişilmesi mümkün olan bağımsız eserlerin veya diğer malzemelerin derlenmesi olarak karşımıza çıkmaktadır. FSEK m. 6/11 uyarınca belirli bir amaç doğrultusunda ve hususi plan çerçevesinde verilerin ve materyallerin seçilip derlenmesi sonucu ortaya çıkan derlemeler işleme eser olarak koruma alanı bulmakta olup bu veri tabanlarının içerisinde yer alan diğer veri ve materyaller bu kapsamda koruma alanı bulamamaktadır.


IV. İNTERNET SİTESİ TASARIMLARIN KORUNMASI


Tasarımlar, söz konusu tasarımın hukuki niteliğine göre farklı koruma alanları bulmaktadır. Bu noktada, internet sitesi tasarımlarının içerikleri FSEK kapsamında korunurken, tasarım olarak kabul edilen internet sitesi tasarımları SMK kapsamında korunmaktadır.


1. İnternet Sitesi Tasarımların FSEK Kapsamında Korunması


Web sitelerindeki grafik, metin, ses, resim, müzik gibi unsurların her biri kanuni koşulları bünyesinde bulundurduğu takdirde eser kabul edilebilecek fikri ürünlerdir.

Bu nedenle web sayfasında yer alan eserler hem münferiden hem de bütünün parçaları olarak koruma altına alınmıştır. FSEK kapsamında eser olarak kabul edilen internet sitesi içeriklerinin, tescil edilmesi mümkün değildir. Hal böyle olmakla birlikte, işbu içeriklerin FSEK’nun sağladığı korumalardan faydalanılabilmesi mümkündür. Bu noktada, korumadan faydalanacak kişinin doğru şekilde belirlenmesi önem arz etmektedir. Öyle ki, internet sitesi sayfasında yayınlanan içeriğin site sahibine ait olması halinde herhangi bir sorun oluşmayacak olmasına rağmen günümüzde internet sitelerinin profesyonel web tasarım firmalarına yaptırılması rağbet görmekte olup bu anlamda koruma sahibinin tespiti de gittikçe zorlaşmaktadır. Bu gibi hallerde internet sitelerinin web tasarımcısı niteliğine haiz üçüncü kişilere yaptırılması durumunda, site tasarım ve içeriğine ilişkin fikri hakların, yazılı bir sözleşme ile internet sitesi sahibine devri sağlanmalıdır. Aksi halde siteyi hazırlayan kişi ve/veya firma, ürettiği bu eserin sahibi olarak anılacaktır.

FSEK uyarınca eser sahibinin hakları mali ve manevi haklar olmak üzere ikiye ayrılmaktır. Eser sahibinin, FSEK kapsamında sahip olduğu manevi haklar umuma arz hakkı, adın belirtilmesi yetkisi, eserde değişiklik yapılmasını önleme yetkisi ve malik ve zilyede karşı haklardır. FSEK kapsamında, eser sahibine tanınan iş bu manevi haklar süreye tabi değildir. Eser sahibinin, eseri işlemek, çoğaltmak, kiralamak veya ödünç vermek suretiyle yararlandığı haklarına ise mali haklar denilmektedir.


2. İnternet Sitesi Tasarımlarının SMK Kapsamında Korunması

2.1.Tescilli Tasarımların Korunması


SMK uyarınca tescilli bir tasarımın korunabilmesi için birlikte bulunması gereken unsurlara aşağıda yer verilmiştir. SMK 56 ve 57. maddeler uyarınca;


2.1.1. Yenilik ve Ayırt Edicilik Şartı


SMK m. 56 uyarınca tasarımlar, yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla SMK’da sağlanan haklar kapsamında korunmaktadır. Birleşik bir ürünün tasarımı da SMK kapsamında korunabilmektedir. Birleşik ürünün parçasının tasarımı, (i) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda oluyorsa, (ii) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılıyorsa, bu durumda yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilmektedir.

Bir tasarımın aynısı; tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilmektedir.

Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.

Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınmaktadır.


2.1.2. Kamuya Sunulmuş Olma Şartı


SMK m. 57 uyarınca kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsamaktadır. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz.

Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez.


2.2.Tescilsiz Tasarımların Korunması

6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ile mevzuatımıza “Tescilsiz Tasarım” kavramı yerleşmiştir. Öyle ki Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 55/4. Maddesinde;

“Tasarım; bu Kanun hükümleri uyarınca tescil edilmiş olması hâlinde tescilli tasarım, ilk kez Türkiye’de kamuya sunulmuş olması hâlinde ise tescilsiz tasarım olarak korunur.” hükmüne yer verilmiştir.

SMK’nun 58. maddesine göre tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı SMK uyarınca doğan haklarını kullanabilmektedir.

Kısaca izah edildiği üzere bir internet sitesi tasarımının, tasarım kabul edilerek SMK kapsamında tescilli veya tescilsiz tasarım olarak korunması, kanunun aradığı unsurları taşıdığı müddetçe mümkündür.


V. SONUÇ

Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda; internet sitesi tasarımlarının SMK uyarınca tasarım olarak kabul edilmesiyle birlikte bu kanun uyarınca korunması mümkün iken aynı zamanda internet sitesi tasarımlarının içeriklerinin eser olarak nitelendirilerek FSEK kapsamında korunmasın önünde de hiçbir engel bulunmamaktadır. Zira internet siteleri içkin olarak birer tasarım olmanın yanı sıra içeriklerinde yer alan fikri yaratılar sayesinde eser vasfını da taşımaktadırlar. Bu nedenle internet sitesi tasarımları tanımlanacağı hukuki nitelik itibariyle kümülatif korumadan yararlanabilmektedir.


Sanat Hukuku Enstitüsü

Direktör

Av. Ebru KÖSE



KAYNAKÇA

bottom of page